Çocuklarımız bizim aynamızdır aslında. Onların nasıl birer birey olmasını istiyorsak bizler anne baba olarak önce kendimize dönüp bakmalıyız. Çocuğumuzun yapmasını istediğimiz ama yapmadığı davranışlarda kendimizi sorgulamalı, kendimizde bu davranışları alışkanlık haline getirmeliyiz. Onlar bizim aynamız unutmayın. Gelin bir uygulama yapalım beraber:
Gözlerinizi kapatın ve kendinizi bir aynanın karşısında düşünün şimdi.
Sizin elinizde hiçbir şey yok, aynanın karşısına oturdunuz.
Aynaya kitap oku deyin / kitap okumanı istiyorum / kitap okumak çok faydalıdır vb deyin ve uzaklaşın aynanın karşısından.
Sonra tekrar gelin aynanın karşısına. Aynadaki görüntünüze bakın, elleriniz hala bomboş. “Kitap okumaktan bahsettim ama senin elinde hala kitap yok “ diye düşünmeye başlayın. “Bu kitabı okumanı istiyorum “ deyin ve tekrar uzaklaşın.
Tekrar gelin aynanın karşısına , yine aynadaki görüntünüzde değişen hiçbir şey olmayacaktır.
İsterseniz binlerce kere gidin gelin oturun aynanın karşısına, ister kızın ister tatlı tatlı anlatın. Bu sonuç hiçbir zaman değişmeyecektir.
Sonucu sadece siz elinize bir kitap alıp okumaya başladığında değiştiğini görebilirsiniz. İşte o zaman belki de hiçbir şey söylemenize bile gerek kalmaz.
Bu bir örnekti sadece. Kitap okuma örneği. Bunun daha başka boyutlarını da düşünün lütfen. Saygılı olmak, yalan söylemek, paylaşmak ve daha bir sürüsü…
Unutmayın taşın üzerinde damlayan suların taşı şekillendirmesi gibi, zamanla çocuklarımızın karakteri şekillenir ve çocukluk döneminde gerçekleşen karakter şekillenmesi, kişilik oturması ile çocukluk kapısı bir daha açılmamak üzere kapanır.
Peki neyi yanlış ya da neyi doğru yapıyorum acaba diye düşünüyorsanız bunun da çok basit bir çözümü var aslında. Eşiniz , siz ve tamamen tarafsız bir arkadaşınızı/komşunuzu ya da tanıdığınız birini alın yanınıza ve çocuğunuzun evcilik oynaması için bir ortam oluşturun.
Siz, eşiniz ve arkadaşınız çocuğunuz evcilik oynarken gözlemleyin çocuğunuzu, notlar alarak. Oyuncağına bağırdı mı ya da bebeğinden bir şey istediğinde ve yapmadığında sinirlendi mi ya da bebeğine yemeğini yedirirken hırçın mı davranıyor, bebeğini uyutmak için nasıl bir yol izliyor, oyuncaklarına nasıl yaklaşıyor, nazik mi yoksa hırçın mı vb gibi.
Sonra üçünüz aldığınız notlar üzerinde konuşun ve sadece düşünün.
Ve düşünürken de şunu hep aklınızın bir köşesinde tutun. Çocuklar duyduklarını değil, gördüklerini yaparlar ve bu hayattaki en büyük taklit ustalarıdır. Annelerinin, babalarının taklit ustasıdırlar.
İşte bu yüzden çocuğum çok yaramaz, çok huysuz, çok sinirli, hiç söz dinlemiyor vb diye konuşurken durun bir düşünün. Belki de siz çok sinirlisiniz ya da belki de siz çocuğunuzu dinlemiyorsunuz ve onlar sadece sizi taklit ediyorlar.
Ebeveyn Koçu İnci Akbay