Hep diyorum ya yalnız bir hamilelik ve doğum ve doğum sonrası geçirdim diye. Tecrübelerini dinleyebileceğimiz veya bana hamilelik, doğum, bebeğimle ilgili yardımcı olabilecek, tavsiye verebilecek ya da moral verebilecek kimse olmadı yanımda. Ben de kendimi kitaplara verdim, o eğitim senin bu eğitim benim katıldım ve kendi çabalarımla eğitildim ve öğrendim bir çok şeyi. Ama bu öğrendiklerimi de aktarmam gerekiyordu. Hayatımın en büyük felsefesidir benim “Paylaşmak Güzeldir”. Çünkü ben paylaşılmayan moralin, bilginin, tecrübenin zorluğunu çok yaşadım. Kimse yaşamasın istedim ve bebeğimin doğuşu ile girdim sosyal medya dünyasına. Önceleri instagramda başladım anlatmaya, paylaşmaya. Akabinde bir blog ve facebook açtım ve devam ettim paylaşmaya.
Ama kolay olmadı tabii. Hem yalnız herşey ile ilgilenmek zorundasın hem de bloğunu , sosyal medyanı tıpkı bebeğin gibi ihmal etmemelisin.
Evet bu bir iş. Blogger anne olmak hem de çok ciddi bir iş. Her işten daha yoğun bir iş. Çok kişiyi etkileyebileceğin bir iş. Yazdığın yazıların, paylaşımların, ürün önerilerin, tavsiyelerin hem de öyle hayati öneme sahip ki. İşin içerisinde bebek var, çocuk var sana inanan anneler var çünkü.
Paylaştığın içerikler birilerine fayda sağlayabilecek ya da birilerine dokunabilecek ya da birilerine iyi gelebilecek içerikler olmalı. Yoğurt nasıl yapılır gibi değil, daha mutlu anne nasıl olurum gibi.
Mesai kavramın olmayacak. Sabah 8, akşam 5 gibi bir durumun hiç bir zaman olmayacak. 7-24 süren bir mesai olacak bu. İşte bu yüzden sevmelisin, gönül vermelisin. Paylaşmayı sevmiyorsan sakın bulaşma. Sadece benim çocuğum en iyi olsun diyorsan aman. Senin çocuğunun nesli ne olacak derdin yoksa boşver zaten. Yazmayı, anlatmayı, okumayı, araştırmayı ve dediğim gibi en önemlisi paylaşmayı sevmelisin önce.
Etkinliklere gideceksin, seminerlere gideceksin, yeniden eğitim hayatın başlayacak. Annelikse mevzu, bitmeyecek öğreneceklerin ve anlatacakların çünkü. Ama hep temiz olmalı, bebeklerimiz gibi saf olmalı ve doğru olmalı anlattıkların.
Ürün tavsiyelerin olacak ama inandığın ürünleri tavsiye edeceksin. Bir gün a bebek bezi ürünü etkinliğine gidip onu tavsiye ederken, diğer gün b bebek bezi ürününü tavsiye eder diğer gün de c bebek bezi ne güzel dersen sorarım sana orada ne yapıyorsun sen diye. Kazandığın para da sosyal medyan da temiz olmalı çünkü.
Ama dediğim gibi zor bir iş blogger anne olmak. Önce seveceksin dediğim gibi. Ve inandıklarının peşinden gideceksin. Seni her çağıranın peşinden değil. Evet popüler bir meslek aynı zamanda. Ama sadece istediğin popülerite ise yine dur derim. Emek olmadan, sevgi olmadan, samimiyet olmadan olmaz. Sadece popülerite peşinde olursan yanında çocuğun ,elinde zayıflama çayı ya da hapı ile fotoğraflarını çeker paylaşırken bulursun kendini, isterse 100.000 takipçin olsun istersen süper anneyim diye gezin. Sen çocuğunla masal diyarından çıkmış gibi boy boy poz verirken insanların sağlığı ile oynarken buluverirsin kendini. Aman dikkat.
Ürünleri ve markaları annelerle buluşturacaksın ama bu öyle inançla ve tertemiz olmalı ki. Ama yine başka şeyler peşinde olursan, sen çocuğun için a ürününü kullanırken, a ürününün rakibi b ürününü ballandıra ballandıra anlatırken buluverirsin kendini. O zaman da samimiyet nerede diye sorarım sana. Senin çocuğun çocuk da diğerleri ne diye sorarım. Amaann!!!
Ve yine sadece popülerite peşinde olursan ve yine okuyup, araştırmaya, yazmaya üşendiğin için başka bloklardan “kopyala yapıştır” yapıverirken buluverirsin kendini ve insanları ne yerine koyduğunu düşünmeden ortalıkta başın dik!!! blogger ANNEyim diye gezinmeye devam edersin. Taa ki birileri bu yazının kaynağı burasıydı ama diyene kadar. Sonra o başın bir eğilir ki , amaan!!!
Ya da hiç bir eğitimin almadan, başkalarının bloğundan aldığın bilgilerle söyleşiler, eğitimler verirken buluverirsin kendini. Nasıl olsa aynı şehirde yaşamıyoruz, nasıl haberi olacak diye düşünürsün. Anya mı Konya mı meselesine dönüverir birden. Ama dünyanın küçük olduğu suratına bir tokat gibi iniverir sonra.
Blogger anne olmak binlerce katı anne olmak demek. Evine, eşine ve bebeğine doya doya zaman ayırıp, onlar uyuduğu zaman sabahlamak demek bloğunun başında.
Önce sen iyi bir anne olacaksın, çocuğuna yetemezken, çocuğunu mutlu edemezken değil bloğun okulun mekanın şaton olmuş ne fayda ki…
Önce sen okuyacaksın, öğreneceksin, deneyimleyeceksin ve en önemlisi inanacaksın ki sonra paylaşacaksın.
Her mesleğin iyisi kötüsü vardır. Doktorun da, en kutsal meslek dediğimiz öğretmenin de tıpkı bu meslekte de olduğu gibi. Ama unutmamamız gereken bir şey var ki, daha çok dikkat edeceksin davranışlarına çünkü seni takip eden sadece eşin ve çocuğun olmayacak artık.
Sevgiyle, paylaşımlarla ve inandıklarınızla kalın olur mu…