Tuvalet eğitimi, meme bırakma süreci derken oda ayırma süreci de geldi çattı. Bana kalsa yıllarca yan yana yatalım ama neyse biz yine de odaları ayıralım canımız isterse beraber yatarız dedik. Ne kısıtlama ne de baskı yapıyoruz bu konuda. O gece kim nerede ve nasıl uyumak istiyorsa öyle uyuyoruz amaç huzurla büyümek veya huzurla büyütmek değil mi ne de olsa. Serde huzur varsa gerisi biraz boş kalıyor benim için.
Tam iki buçuk yaşına kadar beraber yattık. Çünkü hayatımızda çok önemli bir faktör vardı. Meme faktörü. Bir de ben, çocuk ve anne arasındaki güvenli bağlanmaya çok inanan bir anneyim ve bu bağlanmada en önemli faktörlerden bir tanesinin beraber uyumak olduğuna da. Ha erkenden yatağını odasını ayıranlara lafım yok o ayrı. Herkesin anneliği kendinedir sonuçta ve herkes en iyi çocuğunu kendi tanır ve yüreğinin sesi ne diyorsa onu dinler orası ayrı ama benim yüreğimin sesi beraber yat diyordu ve ben de dinledim. Gerçi hala beraber yat diyor o yüreğimin sesi:)) Seviyorum ne yapayım. Neyse, kafamdaki planda tam bu şekildeydi. Memeyi bıraktıktan bir ay kadar sonra odalarımızı ve yataklarımızı ayıralım. Çünkü kızım büyüyordu ve bir birey oluyordu.
Memeyi bıraktık. Ve geldi çattı oda ayırma süreci. O zamana kadar kendi yatağının uzun kenarını kestirip bizim yatağımıza monte ettirmiştik ve böylece üç kişilik bir yatak olmuştu yatağımız ve yanımızda yatıyordu. Tam iki buçuk yıl boyunca yanyana yattığımızdan dolayı “Ya iyice alışırsa artık kendi odasında yatağında yatmaz” söylemlerine kulak asmadık hiç. “Aman kucağa alıştırma” gibi bir söylemdi bu. Tam tersine inanıyordum hatta, ne kadar beraber olursan o kadar kendini iyi ve güvende hissedecek ve ayrılma süreci o kadar kolay olacaktı aslında. Gerçekten de öyle oldu. Oda ve yatak ayırma sürecinde zorlanmadık. Sadece bir iki hafta gece uyandığında ağlamadan kendi yatağından inip yanıma geldi ve yanımda uyumaya devam etti, sonrasında alışmıştı ve kendi yatağını ve odasını çok benimsedi. Böyle olmasında hem uzun dönem bir arada yatmamızın etkisi olduğu gibi , ona kendi kendine yetebileceği bir oda hazırlamamızın da etkisi çok oldu. Ah şimdiki aklım olsaydı hamileyken başlıyoruz ya çocuk odası yapmaya, devasa parmaklıklı yataklar, dolaplar vs ne gereksizmiş, ah diyorum gerçekten ah, şimdiki aklım olsaydı kesinlikle oda ayırma sürecine gelmeden bir çocuk odası yapmazdım. Boşu boşuna sırf biz anneler kendi kendini tatmin etsin diyeymiş diye düşünüyorum artık ne yalan söyleyeyim. Siz kendinizi çocuğunuzun yerine koyun ve düşünün; devasa bir yatak, içerisinden kendi kendinize inemediğiniz ya da istediğiniz zaman kendi yatağınıza dahi kendiniz çıkamadığınız. Kıyafetlerinizi almaya boyunuzun ve ellerinizin yetmeye dolaplar. Ya da hani çocuklarımız için oyuncak olmazsa olmazdır ya bizler için de telefon gibi. Telefonunuzun yetişemediğiniz bir dolapta olduğunu düşünün, almak için birinin size yardım etmesi gerektiğini. Nasıl hissederdiniz kendinizi, durun ben söyleyeyim; eksik, yetersiz, özgüvensiz değil mi! Peki dünyadaki en değerli varlıklarımızın kendilerini böyle hissetmelerini ister miyiz! Elbette ki hayır.
İşte tüm bu sebeplerden oda ve yatak ayırma sürecindeki en önemli konu odası ve yatağın nasıl olacağı idi bizim için. Kendisini odasında yeterli ve iyi hissedip odasını ve yatağını kabullenebilmesi temeldi bizim için. Kabullenme akabinde sahiplenmeyi getirir çünkü ve süreç çok kolaylaşır böylece.
Önce anlattım Mavi’ye uzun uzun, büyüyor olduğunu ve bu yüzden çok mutlu olduğumuzu, artık ayrı odalarda ve ayrı yataklarda yatacağımızı ve bunun harika bir şey olduğunu. Sonrasında nasıl bir oda istersen beraber hazırlayalım odanı dedim. Tabi burada benim yönlendirmelerim çok oldu. Yani benim seçtiğim alternatifler arasından kızıma yaptırdım seçimi. Dolayısıyla kendi karar verdiği için sahiplenmesi bu süreci daha kolay oldu. Mesela, yastık alırken kedili yastık mı kuşlu yastık mı istersin gibi;)
En önemli kısıma geldik, yatak konusu. Tamamen kendi kendine yetebileceği bir yatak olmalıydı. Hani montessori yatağı denilen yer yataklarından. Önceleri şu modeli beğeniyordum yer yatakları arasında ama sonrasında tepesindeki iskelet düşer aman devrilirse vb gibi bir tribe girip vazgeçtim, tipik anne paranoyaklığı işte.
Görsel internetten alıntıdır.
İstediğim gibi bir şey bulamazsam da altında bir zemin ve üzerinde yatak olacak şekilde bir yer yatağı hazırlayacaktım. Bunun gibi; ( görsel internetten alıntıdır.)
En önemli konu yatak demiştim ya; bir iki basamak merdiveni olan bir yer yatağıydı hayalim ve yatağının içerisinde minik bir kitaplık. Merdiveninden istediği gibi inip çıkabileceği ve yatağının içerisindeki minik kitaplığından istediği kitabı seçip gece yatarken benim kızıma okuyabileceğim bir yatak bulmuştum sonunda. Ve yatağının üzerinde hoşuna gideceği eğlenceli mümkünse uyuyan yastıklarla tamamlanacaktı en önemli kısım.
Ve odamız hazırdı, biz de bu sürece hazırdık.
Dolabını zaten daha öncesinde kapaklarını söküp kızımın boyuna uygun olacak şekilde duvara monte etmiştik. Kendi boyuna göre bir aynası ve yine kendi boyuna göreydi oyuncak rafları, kıyafet askıları, havlusu gibi kısımları hazırlamıştık.
Biz hazırdık artık oda ve yatak ayırma sürecimize. Hiç zor olmadı, tam tersine bu durum çok hoşuna gidiyordu kızımın. Gece olunca kendi yatağına yatıyoruz beraber, ben kitabını okuyup, kızım uyuduktan sonra kalkıyorum yanından.
Ama en başında da dediğim gibi ne zaman isterse yanımıza gelip beraber uyuyabiliriz ya da ben kızımın yatağında yanına yatıp uyuyabilirim;)
Huzurlu günleriniz, huzurlu geceleriniz olsun ileride sevgiyle hatırlayacağınız…
Sevgilerimle…
Montessori yatağımız: www.mobilyadamoda.com
Eğlenceli yastıklarımız: www.pamuka.com.tr
Kitaplar için de “Timaş Yayınları Mini Masallar” serisini keyifle tavsiye ederim.